enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
40,6959
EURO
47,4153
ALTIN
4.445,22
BIST
10.973,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tunceli
Açık
39°C
Tunceli
39°C
Açık
Çarşamba Parçalı Bulutlu
40°C
Perşembe Açık
39°C
Cuma Parçalı Bulutlu
37°C
Cumartesi Az Bulutlu
35°C

Av. M.Furkan Aladağ, “Tasarruf Finansman Şirketleri ile Sözleşme Akdedilirken Dikkat edilmesi gereken hususlar”

Tasarruf finansman şirketleri, vatandaşların satın almak istedikleri konut, çatılı iş yeri veya taşıt için finans desteği sağlayan ve müşterileriyle tasarruf finansman sözleşmesi yaparak faaliyet gösteren kurumlardır. Bu şirketler halk arasında “EVİM” şirketleri olarak da bilinmektedir. Son zamanlarda bu şirketlerin sayısında artış yaşanmış; buna paralel olarak devlet denetimi de artmış, nispeten küçük olan şirketler daha büyük şirketlerin çatısı altında birleşerek BDDK denetimine alınmıştır.

Ülkemizde son dönemlerde yaşanan yüksek enflasyon, tasarruf finansman şirketleri ile müşteriler arasında çeşitli anlaşmazlıkların doğmasına neden olmakta ve vatandaşların bu konudaki mağduriyetleri geçmişe kıyasla artış göstermektedir. Bu nedenle bu yazımızda, tasarruf finansman şirketleriyle sözleşme imzalarken vatandaşların dikkat etmesi gereken hususlara değinilecektir.

Tasarruf finansman şirketlerinin işleyişi ve müşterileriyle yaptıkları sözleşmeler, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’na tabidir. Bu kapsamda kanunun 39/A maddesinin 1. fıkrasında tasarruf finansman sözleşmesi; belirli bir tasarruf tutarı ve dönemine bağlı olarak, önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşmesi şartıyla konut, çatılı iş yeri veya taşıt edinimi için müşteriye finansman kullanma hakkı tanıyan; şirkete ise müşteriye ait birikmiş tasarruf tutarını yönetme, geri ödeme ve finansman kullandırma yükümlülüğü ile organizasyon ücreti alma hakkı veren, faizsiz finansman esaslarına göre düzenlenen sözleşme olarak tanımlanmıştır.

Dikkat edilmesi gereken bir husus, bu sözleşmelerin yalnızca 6361 sayılı Kanun kapsamında değil, aynı zamanda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) “Genel İşlem Şartları” başlıklı 20. madde ve devamındaki hükümler çerçevesinde de değerlendirilmesi gerektiğidir. Ayrıca müşteri aynı zamanda tüketici konumunda olduğundan, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun da bu sözleşmeler açısından önem taşımaktadır.

Bu çerçevede, müşterilerin bilmesi gereken ilk husus; sözleşme imzalandıktan sonraki 14 gün içinde hiçbir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden cayma hakkına sahip olduklarıdır. Gerçekten de 6361 sayılı Kanun’un 39/A maddesinin 3. fıkrasında, müşterinin sözleşme imzalanmasını takip eden 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkına sahip olduğu açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca bu hakkın kullanılması hâlinde, şirketin organizasyon ücreti dâhil olmak üzere müşteriden aldığı tüm tutarları cayma kararının bildirildiği tarihten itibaren 14 gün içinde iade etmesi zorunludur.

Çoğu zaman şirketler, organizasyon bedelinin kesileceğini ileri sürerek müşterileri cayma hakkını kullanmaktan vazgeçirmeye çalışmaktadır. Ancak yasal düzenlemeye göre bu sürede cayma hakkı olduğu unutulmamalı ve bu süreye mutlaka riayet edilmelidir. Aksi takdirde, her ne kadar bazı mahkeme kararları tüketici lehine olsa da organizasyon bedeli ödenmek zorunda kalınabilmektedir. Mahkemeler, olayın özelliklerine göre bu bedelin haklı olup olmadığını değerlendirmektedir.

Yukarıda da belirtildiği gibi müşteri aynı zamanda tüketici konumundadır. Bu nedenle tasarruf finansman sözleşmeleri açısından 6502 sayılı TKHK’nın 5. maddesi olan “Haksız Şart” hükümleri de uygulama alanı bulabilir. Bu maddeye göre tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye eklenen ve tüketici aleyhine dengesizlik oluşturan hükümler geçersiz sayılır. Bu durumda, söz konusu şartın müzakere edildiğini ispat yükü şirketin üzerindedir.

Uygulamada en sık karşılaşılan sorunlardan biri ise, teslimat tarihlerinin şirket tarafından geciktirilmesidir. Her ne kadar 6361 sayılı Kanun’un 39/A maddesinin 5. fıkrası bu konuda müşteriyi koruyucu hükümler içerse de, bilgilendirme eksiklikleri ve şirketlerin çeşitli uygulamaları bu hükümleri etkisiz bırakabilmekte ve vatandaşlar mağdur olabilmektedir. Bazı durumlarda sözleşmede şirketin vadeyi erteleme yetkisi bulunmasına rağmen bu husus müşteriye açıkça bildirilmemekte, bu da ileride sorunlara yol açmaktadır.

Bu nedenle müşterilerin sözleşmeyi dikkatlice okuması, vadeye ilişkin hükümlere ve diğer yükümlülüklere dikkat etmesi ve satış temsilcileriyle bu konuları görüşmesi önemlidir. Aksi halde, vade ertelendiğinde 14 günlük cayma süresi geçmiş olacak ve vatandaş sözleşmeden caymak istediğinde organizasyon bedelini ödemek zorunda kalabilecektir.

Müşteri, sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmezse, şirket bunu gerekçe göstererek haklı çıkabilmektedir. Örneğin; evrak teslimi, teminat gösterimi gibi yan edim yükümlülükleri yerine getirilmemişse, şirket gecikmenin kendisinden değil müşteriden kaynaklandığını iddia edebilmektedir. Bu nedenle evrak tesliminde teslim alındığına dair yazılı belge alınmalı, bu mümkün değilse evraklar iadeli taahhütlü posta ile gönderilmelidir. Teminat yatırılması gerekiyorsa, belirtilen tarihte yerine getirilmelidir.

Kanun aynı zamanda müşteriye de tahsisat tarihini erteleme hakkı tanımaktadır. Bu durumda müşterinin hak ve yükümlülükleri saklı kalır. Yine aynı maddeye göre, müşteri yükümlülüklerini yerine getirmediği hâller dışında, şirket sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedemez.

Sonuç olarak; tasarruf finansman sözleşmesi imzalanmadan önce tüm şartlar dikkatlice incelenmeli, olası riskler değerlendirilerek karar verilmelidir. Aşağıda konuya ilişkin bazı mahkeme kararları yer almaktadır:

Konya BAM 5. Hukuk Dairesi – 09.12.2020 – 2020/899 E. – 2020/895 K.

“Sözleşmenin imzasından sonra organizasyonda bir gün bile kalan davacıdan 28.000 TL alınması, miktar itibariyle makul bulunmamış; bu tutarın iade edilmeyeceğine dair sözleşme hükmü, tüketici ile müzakere edilmeden konulduğundan ve tüketici aleyhine dengesizlik oluşturduğundan haksız şart olarak değerlendirilmiştir.”

İstanbul BAM 18. Hukuk Dairesi – 18.04.2019 – 2017/2387 E. – 2019/808 K.

“Sözleşmenin tip sözleşme olduğu, organizasyon ücreti adı altında henüz karşılığı bulunmayan, peşin yapılan ödemenin masraf gerekçesinin ispatlanamadığı görülmüş ve söz konusu hüküm TKHK m.5 kapsamında haksız şart olarak değerlendirilmiştir. Davacının sistemde kaldığı süreyle orantılı olarak ödeme yapılması yönündeki ilk derece mahkemesi kararı yerinde bulunmuştur.”

Son olarak; her mahkeme kararının somut olaya göre verildiği unutulmamalıdır. Örneğin organizasyon bedeli müşterinin açık rızası ve müzakeresiyle belirlenmişse, bu hükmün haksız şart olarak kabul edilmesi mümkün olmayacaktır. Ayrıca, 6361 sayılı Kanun’un 39/A maddesinin 4. fıkrasında müşterinin 14 günlük süre geçtikten sonra sözleşmeden çekilmesi hâlinde organizasyon ücretinin iade edilmeyeceği açıkça düzenlenmiştir.

Avukat Mehmet Furkan Aladağ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.